Öyle Normal
Öyle normal akıp gidiyor zaman. Sanki geri sarma şansım varmış gibi beni beklemeden koşup gidiyor. Birbirimizden ayrı hareket ediyoruz. Zaten hiç birleşemedik zamanla. Küçükkende böyleydi annemin söylediği saat çabucak gelirdi oysa biz daha oyuna başlamamıştık. Zaman kavramı bir çok kişiyi rahatsız etmiş olacak ki zaman temalı eserler bırakılmış.-Neden herşeyin kuralı var?-
Her adımla biraz daha yaşlanıyoruz çok korkuyorum. Ölmekten değil yaşayamamaktan. Her gün birbirinin aynı gibi geliyor oysa her gün bir gün daha bilgiliyiz. Ama her bilgiyle de biraz daha cahiliz işte ben bunları kaçırmaktan korkuyorum. Bence bir an evvel ölümsüzlük bulunmalı bir çok kişinin yaşamayı reddettiği dünyada ben yaşamak istiyorum tam anlamıyla yaşamak rüzgarı hissetmek, yağmurda donuma kadar ıslanmak, güneşin ışığından rahatsız olup gözümü kapamak istiyorum. Öğrenmek istiyorum, başarılı olmak istiyorum. -İŞTE KİLİT NOKTA BAŞARI!- Bunu isterken, peşinde koşarken yaşamayı unutuyorum. Çevremi görmeyi unutuyorum.
Mesela annemin yüzündeki çizgilerin çoğalışın görmüyorum, hislerini bilmiyorum o da benimkileri bilmiyor. Hatta birbirimizi o kadar görmüyoruz ki ben hala onun gözünde 3 yaşındayım. O ise hala elleri toprak kokan kadın. Peki neden? Neden birbirimizi bu kadar yaşatmaktan korkuyoruz? Kaybetmekten korktuğumuz için mi ? Ben 50 yaşındayken bunların kaçını hatırlayacağım? Öyle sıradan bir metro yolculuğu mu her sabah ve her akşam yaptığım? Hayır olmamalı her insan özeldir ve bu özel karakterlerin bir araya sokuşturulduğu metro yolculukları asla sıradan değildir sadece ben görmüyorumdur.
Her adımla biraz daha yaşlanıyoruz çok korkuyorum. Ölmekten değil yaşayamamaktan. Her gün birbirinin aynı gibi geliyor oysa her gün bir gün daha bilgiliyiz. Ama her bilgiyle de biraz daha cahiliz işte ben bunları kaçırmaktan korkuyorum. Bence bir an evvel ölümsüzlük bulunmalı bir çok kişinin yaşamayı reddettiği dünyada ben yaşamak istiyorum tam anlamıyla yaşamak rüzgarı hissetmek, yağmurda donuma kadar ıslanmak, güneşin ışığından rahatsız olup gözümü kapamak istiyorum. Öğrenmek istiyorum, başarılı olmak istiyorum. -İŞTE KİLİT NOKTA BAŞARI!- Bunu isterken, peşinde koşarken yaşamayı unutuyorum. Çevremi görmeyi unutuyorum.
Mesela annemin yüzündeki çizgilerin çoğalışın görmüyorum, hislerini bilmiyorum o da benimkileri bilmiyor. Hatta birbirimizi o kadar görmüyoruz ki ben hala onun gözünde 3 yaşındayım. O ise hala elleri toprak kokan kadın. Peki neden? Neden birbirimizi bu kadar yaşatmaktan korkuyoruz? Kaybetmekten korktuğumuz için mi ? Ben 50 yaşındayken bunların kaçını hatırlayacağım? Öyle sıradan bir metro yolculuğu mu her sabah ve her akşam yaptığım? Hayır olmamalı her insan özeldir ve bu özel karakterlerin bir araya sokuşturulduğu metro yolculukları asla sıradan değildir sadece ben görmüyorumdur.
Yorumlar
Yorum Gönder