Ağaçları Gördün Mü?



Hata yapmaktan korkarak başlamak, cümlelere kendini asla ait hissetmemek, hiç olmak ve hiç kalmak. Bazen her şey farklı olur, geleceğiniz hakkında hayaller kurarsınız -bahar bahçedir dünya-.

Boş ve bomboş cümleleriniz sizin bilgisiz veya statü eksikliğinizle ilgili değildir. Sadece var olan kalıplar sizin için yeterince geniş değildir sığamazsınız sağ ciğerinize giren ağrıyla kıvranırsınız. Size sigarayı hatırlatır. Bir sigara daha yakmak istersiniz. Ağaçları görmeyi unuttuğunuz dönemlerde bıraktığınız sigaraları ağaçları gördükten sonra yakarsınız. Konuşursunuz. Anlamsız fakat bir o kadar anlamlı; Otobüsteki sarı direkleri düşünürsünüz sizin dokunduğunuz yerlere milyonlarca defa dokunuluşunu.


Denizden yüzünüze sıçrayan su taneleri gelir aklınıza sıcak güneşin altında heyecanla atan kalbiniz ve yüzünüzdeki o anlamsız gülümseme. Hatırlarsınız. Müzik dans ederken cümlelerinizi siler yeniden yazarsınız sonra denizin dibinde dakikalarca tutmaya çalıştığınız nefesinizi hala tutarken kendinizi bulursunuz. Bunun en güzel yanı da kendinizi bulabilmenizdir.



Sözlerle anlatamadıklarınızı her bir çizginizin ağırlığı ile anlatırsınız. Siz anlatırsınız ama ben anlatamam hayallerim beni terk edeli çok oldu. Bazen kızarım kendime neden pes ettim diye gerçekten aşık değil miydim ben -renklere anlara sarı direklere-? Eski notaların yeni seslerden çıktığını duydukça anladım her şeyin sonu olduğunu. Sarı direklerin bile sonun olduğunu. Bir tek ağaçların sonu yoktu bir de denizlerin.




Yorumlar

Popüler Yayınlar